34,7454$% 0.07
36,5852€% 0.21
44,0971£% 0.32
2.954,29%0,38
4.897,00%0,49
3301944฿%-0.10509
Trendyol Süper Lig’in 20’nci haftasında, geçtiğimiz gün oynanan ve 1-1 beraberlikle sona eren Antalyaspor-Trabzonspor mücadelesinin 68’inci dakikasında, Bordo-Mavili ekibin filelerini sarsan Antalyaspor’un İsrailli futbolcusu Jehezkel, gol sevincini yaparken bilek bandajındaki mesajı kameralarla paylaştı. Jehezkel’in sargısında “100 gün, 7 Ekim” yazısının yanı sıra İsrail bayrağında yer alan Davud Yıldızı bulunuyordu.
Söz konusu gelişmenin ardından Antalyaspor, Jehezkel’i kadro dışı bıraktı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) da Antalyaspor’un kararına destek çıktı. Öte yandan ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan gözaltına alınıp serbest bırakılan Jehezkel, Valilik emriyle sınır dışı edildi.
Konuya dair değerlendirmelerde bulunan Spor Hukuku Uzmanı Avukat Emin Özkurt, Jehezkel’in bu hareketinin planlı olabileceğinden bahsedip gelişmeleri hukuki boyutlarıyla ele aldı.
Sözcü TV yayınına katılan Avukat Emin Özkurt, şu ifadeleri kullandı:
“Spora siyasetin bulaşmaması gerekirken, çocukların ve masum insanların katledildiği bir savaşın spor gibi birleştirici bir organizasyonda savunulmasının yanlış olduğu kuşkusuz tüm kamuoyunun da önünde olan bir gerçek. Antalyaspor’un İsrailli futbolcusu Jehezkel’in de attığı golün ardından yaptığı hareketten ötürü Antalyaspor Yönetim Kurulu kararıyla kadro dışı bırakılması ve dün akşam saatlerinde de ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ sebebiyle gözaltına alınması, bunların hepsi yürüyen bir süreç. Bugünkü sevk maddesi ‘5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 216’ncı Maddesindeki, Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan kaynaklıydı. Orada da bu suçu işleyenlerin ‘1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası’ ile cezalandırılabileceği belirtiliyordu. Bence Jehezkel, bu davranışını planlı bir şekilde yaptı. Çünkü önceden hazırlanmış bir yaklaşım, koluna zaten bunun işaretini yapıyor.”
“Sizce böyle bir sonucu olacağını tahmin ediyor muydu?” sorunu yanıtlayan Avukat Emin Özkurt, sözlerine şöyle devam etti:
“Bence tahmin ediyordu çünkü daha evvel de Filistin’e yönelik, Filistin’de hayatını kaybeden masum siviller için yapılan saygı duruşuna katılmamıştı. Bir hafta boyunca kadro dışı kalma ve para cezası ile cezalandırılmıştı. Jehezkel, eğer savunmasında bugün verdiği savunmasındaki gibi savaş karşıtı olduğunu beyan etmiş ve konuda samimi olsaydı saygı duruşuna katılmakta da bir beis görmezdi. O da tamamıyla ölen masumlar ve siviller için yapılan bir şeydi. Bu gelişmeler olduğunda, bunun olası hukuki sonuçlarının kime yarayacağına bakmanın doğru bir tavır belirleyebilmek adına yerinde olacağını düşünenlerdenim. Bu olayı değerlendirdiğimizde şu belli ki Antalyaspor’un İsrailli futbolcusu Jehezkel, planlı ve önceden düşünülmüş bir hareket yapmış ve şu ana kadar bence tam olarak beklediği ve istediği sonucu elde etmiştir. İsrail’in de bir özel jet gönderdiğini düşündüğümüzde kendi memleketinde bir kral gibi karşılanmayı hedefliyor. Sadece onunla da sınırlı değil. Diplomatik bir boyutu da olacak bu işin.”
“İsrailli oyuncunun, aklındaki oyun planının ne olduğuna dair net bir fikrim var”
“Bu tür olaylarda kurumların meseleye yaklaşımı; akıl, mantık ve bilhassa hukuk çerçevesinde olmalıdır. Bence Jehezkel, Türkiye’de bunun böyle olmayacağını planlayarak buna güvenerek bir plan kurmuş ve uygulamaya sokmuş görünüyor. Şu anda hukuken şunu belirtmek gerek, futbolcunun maç sırasında siyasi bir mesaj gönderme amacı taşıyan harekette bulunması ve savaşa destek vermesi art niyetli bir yaklaşımdır. Bu tutum, FIFA tarafından da yasaklanmıştır. FIFA Disiplin Talimatında ‘ideolojik ve siyasi mesaj içeren davranışların cezalandırılacağına’ yönelik maddeleri barındırır. FIFA Disiplin Talimatının maddesi var bu konuyla ilgili; ‘Bir ülkenin, bir kişinin onurunu, bütünlüğünü rencide eden; herhangi bir kişi veya grubu aşağılayıcı, ayrımcı, küçük düşürücü ifadeler kullanan; ırk, sosyal sınıf, etnik köken gibi hususlara değinen yaklaşımların hepsinin cezalandırılacağını ve en az 10 maçlık bir uzaklaştırma cezası verilebileceğini belirtiyor. Öte yandan Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) talimatlarında da bu eyleme karşı atılabilecek hukuki adımlar düzenlenmiştir. Futbol Disiplin Talimatının ‘Ayrımcılık ve İdeolojik Propoganda’ başlıklı 42’nci Maddesinde de bu tür yaklaşımlar sergileyen oyunculara ceza verilebileceği belirtilmiştir ama ne var ki Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), futbolcuya karşı internet sitesinden neredeyse meseleyi kişiselleştirecek bir açıklama yapmıştır. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) açıklamasına baktığımızda; TFF, bir onay yetkisi olmamasına rağmen Antalyaspor’un kadro dışı bırakma kararının yerindeliğini kendince hüküm altına alıp sanki kulüp ile oyuncu arasındaki sözleşmenin tarafıymış gibi kendini konumlayarak yanlış yapmıştır. Oysa TFF’nin imkanları çoktur. Futbol Disiplin Talimatından kaynaklı hak ve yetkileri vardır. Bunlarla ilgili süreçleri işlettiklerini belirtmek dururken meseleye Antalyaspor ile futbolcu arasındaki sözleşmeye tarafmış gibi müdahil olması, Antalyaspor’un kadro dışı kararının yerindeliğini kendince hüküm altına alması hepten yanlış açıklamalardır. Bütün bunları, bu oyuncu kullanacak. Bundan sonra İsrailli oyuncunun, aklındaki oyun planının ne olduğuna dair net bir fikrim var. Burada, oyuncu kuşkusuz üzerindeki baskıyı, gelen tepkileri bahane ederek sözleşmesini feshederek ve sözleşmesinde yer alan tüm ücretlerin Antalyaspor tarafından ödenmesini talep edip bunu isteyeceği bir FIFA davası açacaktır. Bu noktada da Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) üzerine vazife değilken yaptığı açıklamayı da kullanacaktır İsrailli futbolcu.”
“Kendi elleriyle bir kahraman yarattılar, bu kahraman İsrail’e devletin verdiği özel uçakla gidecek”
“Sözleşmenin hükmü, taraflar arasında var. Bu, bağlayıcıdır. FIFA da zaten ona bakar. Ama bugün verilen sınır dışı kararı ile birlikte oyuncu zaten faaliyetlerini yerine getiremez hale getirildi. Üstelik kendisiyle alakalı bu sınır dışı kararını Valilik verdi yanılmıyorsam. Yargı kararı olmuyor çünkü herhangi bir şeyden henüz ceza almış birisi değil ki masumiyet karinesi çerçevesinde henüz halkı kin ve düşmanlığa sevk neticelenmiş değil. Oyuncunun yaptığı şeyin yanlış olması ayrı, hukuken suçun henüz kayıt altına alınmamış olması ayrı. Bu noktada, burada gerek Antalyaspor yönetiminin yaptığı açıklama gerek Türkiye Futbol Federasyonu’nun yaptığı açıklama gerek Adalet Bakanının hiç yokken kendince inisiyatif alıp bu konuya ilişkin attığı tweet, bunların hepsi oyuncu tarafından kullanılacak ve kendisine karşı Türkiye’de kullanılan, yapılan bir düzen olduğunun delili olarak kullanılacaktır. Bu gibi yerlerde, noktalarda, bu tür art niyetli davranışlar içerisine giren kişilere istediklerini vermemek için akıl ve mantık çerçevesinde bilhassa da hukuka riayet ederek davranış sergilemek gerekir. Normalde açıklama yapılması gereken tek şey şuydu; ‘Bu şahısla ilgili, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) olarak biz gerekli disiplin süreçlerimizi başlattık, konuyu hukuka intikal ettirdik.’ Antalyaspor’un açıklamasında da ‘Disiplin talimatımız çerçevesinde, oyuncunun eylemini değerlendirme altına aldık. Bu konuyla ilgili önümüzdeki günlerde kararımızı açıklayacağız’ gibi daha akla yatkın, ayakları yere basan, hukuka dayanan yaklaşımlar sergilenip yine istenen neticeye ulaşılabilirdi. Şu durumda kendi elleriyle bir kahraman yarattılar, bu kahraman İsrail’e devletin verdiği özel uçakla gidecek. Öte yandan hiç gereksiz yere bu konu bir FIFA dosyası haline gelecek ve büyük ihtimalle yargılama sürecinde de oyuncu bütün bu yapılan açıklamaları ve yaklaşımları da kullanacak kendi lehine olmak üzere.”
Trabzon İl Hakem Kurulu’ndan Ahmet Metin Genç’e ziyaret!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler konumlandırılmaktadır. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.