Prof. Dr. Hasan Sınar, Murat Kurum’u ‘İmar Barışı’ üzerinden yerdi!

3

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Murat Kurum, ilk açıklandığı günden beri; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaptığı dönemde, başta İmar Barışı olmak üzere aldığı kararlarla yeniden tartışma konusu oldu.

Konuya dair değerlendirmelerde bulunan ve Murat Kurum’un adaylığı üzerine konuşan Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sınar, “İmamoğlu’nun 2 mitingde işini bitireceği bir aday” yorumunu yaptı.

Prof. Dr. Hasan Sınar ayrıca, Murat Kurum’un bakan olduğu dönemde çıkan İmar Barışı’na atıfta bulunarak eleştirilerini sundu.

Sözcü TV yayınında konuşan Prof. Dr. Hasan Sınar’ın ifadeleri şu şekilde:

“Ben, Murat Kurum’un ismi açıklandığında dedim ki ‘Ekrem İmamoğlu’nun 2 mitingde işini bitireceği bir aday’. Onun için mitinglerde biz Sayın Erdoğan’ı göreceğiz. Baktığınız zaman çok iyi bir teknokrat olabilir ama siyasetçi olabilmek için gönüllere girebilmek için gerekli olan o auradan, karizmadan yoksun. Burada da bunu çok net olarak görüyoruz ama bana kalırsa Murat Kurum’un çok önemli bagajı var. Muhalefetin yerinde olsam sürekli bunu işlerim. Biliyorsunuz, AK Parti döneminde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaptı 5 yıl boyunca ve bana ‘Murat Kurum’u hangi icraatıyla hatırlarsınız?’ diye sorarsanız en son bu İmar Barışı’nda ‘Hedeflediğimiz rakama ulaştık’ deyişiyle… 4.5 milyar dolar para toplamışlar. Neyin karşılığında bu parayı topladınız? Bakın bu çok önemli. İmar Barışı dediğiniz şey barış filan değil, İmar Affı… Daha doğrusunu söyleyeyim, ‘Kaçak Yapı Affı’…”

“Devlet, devlet olsaydı; Murat Kurum’un başında olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, işini düzgün yapsaydı…”

“Sizin, ruhsata uygun olarak bir düzenlemeniz var, mevzuatınız var. O mevzuata aykırı yapılarak yani demirden, çimentodan çalınarak yapılan çürük yapıları veya ruhsatta 5 kat verilmesine rağmen 8 kat çıkılan ruhsata aykırı yapıları… Bir devletin zaten öncelikli yükümlülüğü o ruhsata aykırı biçimde yapı yapılmasını önlemek. Denetim, bunun için var. Bir; siz bunu yaptınız, o bina dikildiğinde denetim görevini yapmadığınızı itiraf etmiş oluyorsunuz. İki: Sonrasında bu yapının ruhsata, mevzuata aykırı yapıldığı ortaya çıktıysa şunu yapmanız lazım; eğer düzeltebilmek mümkünse, güçlendirmek ve benzeri çalışmalarla onu yapabilmeniz lazım. Değilse de kamu sağlığı açısından yarattığı tehlikeyi göz önünde bulundurarak o yapıyı imha etmeniz, yıkmanız lazım. Siz, öncelikle onu önleme görevinizi yapmadınız. Onu düzeltebilme imkânı var mı? Bunu araştırmadınız. Kamu sağlığı açısından yaratacağı tehdidi yok saydınız ve sonrasında dediniz ki vatandaşa, müteahhide ‘Bu bina çürük olabilir. Sen bunu eksik, malzemeden çalmış olabilirsin ama bana şu kadar parayı getir. Ben senin yaptığın bu usulsüzlüğü yok sayacağım, sorumluluğu da senin sırtına yıkacağım ve bunu hukuka uygun hale getireceğim.’ Bu, kabul edilemez bir şey. Murat Kurum’un başında olduğu, mimarı olduğu İmar Barışı adı altında yapılan bu kaçak yapılara, çürük yapılara çıkarılan af ve biz gördük ki işte 6 Şubat Depreminde -Çok yakında 1’inci seneyi devriyesini hep birlikte idrak edeceğiz- on binlerce yurttaşımız kurtulabilirdi; devlet, devlet olsaydı; Murat Kurum’un başında olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, işini düzgün yapsaydı. Ama vatandaşın canını hiçe saymak suretiyle onlar bu kaçak yapılara af getirmeyi tercih ettiler. Bu, kabul edilebilir bir şey değil.”